Birleşik Krallık Bilim, İnovasyon ve Teknoloji Departmanı (DSIT), açık kaynak yazılım (OSS) güvenliğini ve tedarik zinciri risk yönetimini ele alan kapsamlı bir rapor hazırladı. Bu rapor, mevcut güvenlik uygulamalarındaki eksiklikleri vurgularken, aynı zamanda işletmelere ve yazılım geliştiricilere daha güvenli bir açık kaynak ekosistemi oluşturma konusunda rehberlik ediyor. Dahası, güvenliği artırmak için beş temel öneri sunarak bu alandaki iyileştirme fırsatlarını gözler önüne seriyor.
Açık Kaynak Yazılım Güvenliği Zayıflıkları
Rapor, mevcut açık kaynak yazılım güvenliğinde bazı kritik eksiklikleri tespit ediyor. Özellikle şu noktalar dikkat çekiyor:
1. Sektörel Uygulama Eksikliği
OSS bileşenlerinin nasıl yönetileceğine dair net rehberlik eksikliği, özellikle eğitim gibi belirli sektörlerde büyük bir risk oluşturuyor. Yüksek düzeyde düzenlenen sektörler belirli güvenlik standartları oluştururken, çoğu alanda bu tür yönergeler yetersiz kalıyor.
2. Yönetim Yaklaşımında Standartlaşma Eksikliği
OSS yönetiminde en iyi uygulamalar konusunda sektör genelinde ortak bir görüş oluşmuyor. Bu nedenle, her kuruluş kendi yöntemlerini geliştirerek OSS bileşenlerini yönetiyor ve güvenlik açısından farklı yaklaşımlar benimsiyor.
3. Güvenilirlik Değerlendirme Sürecinin Eksikliği
Birçok geliştirici, OSS bileşenlerinin güvenliğini değerlendirmek için net bir prosedür belirlemiyor. Bunun sonucunda, güvenilirliği değerlendirmek için sistematik bir yaklaşım geliştirmemek güvenlik açıklarını artırıyor.
4. Büyük Teknoloji Şirketlerinin Artan Etkisi
Büyük teknoloji firmaları, açık kaynak yazılım ekosistemi üzerindeki etkilerini artırarak küçük ölçekli işletmelere ve bağımsız geliştiricilere zarar verebilmektedir. Bununla birlikte, yenilikçi çözümler geliştirmek giderek zorlaşırken, aynı zamanda rekabet ortamı da daralıyor.
Açık Kaynak Güvenliğini Artırmak İçin Beş Öneri
Rapor, açık kaynak yazılım güvenliğini iyileştirmek için beş temel adım öneriyor:
1. Açık Kaynak Yazılım Güvenliği Politikası Oluşturulmalıdır
Şirketler, açık kaynak bileşenlerinin güvenilirliğini değerlendirmek için mutlaka dahili OSS politikaları belirlemeli. Özellikle bu politika, hangi yazılımların kullanılabileceğini, hangi güvenlik kontrollerinin uygulanacağını ve aynı zamanda risk analiz süreçlerini kapsamalı.
2. Yazılım Malzeme Listesi (SBOM) Kullanılmalıdır
SBOM (Software Bill of Materials), yazılım tedarik zincirinin net bir şekilde anlaşılmasını sağlar. Ayrıca, SBOM kullanımı OSS bileşenlerinin lisans uyumluluğunu ve güvenlik durumunu takip etmeye de yardımcı olur.
3. Sürekli İzleme Mekanizmaları Kurulmalıdır
Şirketler, tedarik zincirindeki güvenlik açıklarını, lisans değişikliklerini ve yeni yazılım sürümlerini düzenli olarak takip etmelidir. Bunun yanı sıra, güncel tehditleri anında tespit ederek hızlı aksiyon almak büyük önem taşır.
4. OSS Topluluğu ile Etkileşim Güçlendirilmelidir
Şirketler, açık kaynak projelerine aktif katkı sağlamalı ve topluluklarla iş birliği içinde olmalı. Geliştiriciler, OSS projelerine kod ekleyerek, finansal destek vererek veya topluluk etkinliklerine katılarak yazılım güvenliğini güçlendirir.
5. Şirketler Otomatik Güvenlik Araçlarını Etkin Kullanmalıdır
OSS bileşenlerini yönetmek ve güvenlik açıklarını en aza indirmek için geliştiriciler otomasyon araçlarını devreye almalıdır. Böylece, yazılım geliştirme süreçleri hızlanır ve güvenlik açıkları minimuma iner.
Daha fazla bilgi için tıklayabilirsiniz.
Diğer yazılarımıza ulaşmak için tıklayabilirsiniz.
Leave a Comment